İki tür acı vardır. Biri sizi güçlendiren acı, diğeri ise sadece ıstırap veren yararsız acı demiş Dostoyevski. Bitip tükenmiş bu dünyada artık yararsız şeylere tahammülüm yoktu. Böyle bir acının pençelerine düştüğünüzde dizginleri eline alacak biri gereklidir. Tadsız ama gerekli olanı yapacak bir kişi... Abimi alnından vurduğumda virüs henüz vüduna yeni yerleşmişti. Tek el atış ve artık acı yoktu. En azından onun için... Sonra bir gün onunla karşılaştım. Benim yararsız acılarıma da o son vermişti. (Buraya bu notu bırakıyorum çünkü bana göre çok romantik olan bir sonu var bu hikâyenin. Ama angst olduğunu düşünen okuyucularımda var. Bu yüzden uyarmak istedim.)All Rights Reserved