Bu bir kurgu değildir. Kaldı ki kurgu olamayacak kadar gerçek ve acı verici... Artık bir şeylerin farkında olmak zorundayız.
Kadının hayalleri vardı, üniversite okuyacak, dil öğrenecek, sınıfında birinci gelecekti. Kendi parasını kazanacaktı, araba sürmeyi öğrenecekti, çocuklarına bakacak, mutlu bir aile kuracaktı. Ailesiyle yaşayacak, mutlu olacaktı.
Bir kadının canı yandığında ardından kaç kişinin canı yanar biliyor musun? Bilmiyorsun. Bilsen yapar mısın? Bir kadının canı yanar, bir annenin, bir babanın, bir ablanın, bir abinin, bir kardeşin canı yanar.
Annenin pervasız feryatları, babanın gezegenin boşluğunda boğulduğunu hissederken söylediği iki çift söz, bir ablanın tarifi olmayan acısı, bir abinin nefreti ve kini, bir kardeşin ablasını bir daha göremeyecek olduğu gerçeğini sindirmek zorunda bırakılması.
-Kızımı al götür hem güzel hemde bakire
Ağzım açık ona bakarken yirmili yaşlarındaki adam yanındakine işaret verip beni aldılar evden çıkmadan önce o adamın borcun kapandı bir daha karşıma çıkma dediğini duydum.Beni siyah bir arabaya bindirdiler çığlık atıp yardım istiyordum o sırada adam arabaya binip çenemden sertçe tutup yüzüme tokat yapıştırmıştı
-Kes sesini o ağzını bir daha aç bakalım ne oluyor!!
Kafamı cama döndürüp sessizce ağlamaya başladım gözlerimi açtığımda hayatımı cehenneme dönüştürücek olan o eve bakıyordum...