Hayatım bir sonbahar gibiydi.
Uçsuz bucaksız sonu gelmeyen bir sonbahar.
Yapraklarım... Onlar birer birer dökülmüşlerdi, geri gelmemek üzere.
Artık kupkuruydum.Beni hayatta tutan tek şey ise kurumak üzere olan köklerimdi.
------------------◇------------------
Kalbimdeki yara geçmiyordu. Her zaman içime mıh gibi oturuyordu.
Bu sonbahardan da bir türlü kurtulamıyordum.
Bir ormanda ağaçlar ve yaprakların arasındaydım. Her yer kurumuş yapraklarla doluydu. Turuncu, kırmızı, gri, siyah karışımı bir sürü yapraklar...Yapraklarım dökülüyordu. Yere yavaş yavaş düşüyor ve diğer kurumuş yaprakların arasına karışıyorlardı. Sadece bir tane yaprak kalmıştı dalımda. Sonra hafif esen rüzgâr o son kalan yaprağımı da düşürmüştü. Yere yavaş yavaş düştü ve diğer kurumuş yaprakların arasına karıştı. Sonra biri geldi ve köklerim canlanmaya, dallarım yeşermeye, yapraklarım yeniden açmaya başladı. Peki o gelen kimdi? Kalbimdeki yaraları sarmaya beni yeniden ayağa kaldırmayı başaran kimdi?
♡~♡~♡~♡~♡~♡~♡~♡~♡~♡~♡~♡~♡~
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...