"Ve artık ben, kendi avuçlarımda, kendi felaketimin izlerini taşıyordum."
♫
Soğuk bir Eylül gecesi,
Babası nefret ettiği bu hayattan göçüp gitmesine rağmen onun varlığına inan o kızın, o gecede dikkatini çeken bir iz; bir leke.
Tek bir iz, tek bir leke bir insanın hayatını değiştirebilir mi?
İki farklı insan birbirini tanıdıktan sonra lekeler çoğaldı, izler birikip iki insanın avuçlarında hapsoldu; hep oradaydı artık.
Duygular çoğaldı ve onların arasında ne yalan ne gerçek bir kıyamet koptu.
İkisinin yarattığı kıyamette, ikisi de gerçek ve yalanın arasındaki o ince çizgide savrulup durdu.
Hayatta kalmaları için, birinin diğerini o çizgiden itmesi gerekiyordu.
Peki ya ikisi de düşerse?
Neler olur?
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.