"Ve artık ben, kendi avuçlarımda, kendi felaketimin izlerini taşıyordum."
♫
Soğuk bir Eylül gecesi,
Babası nefret ettiği bu hayattan göçüp gitmesine rağmen onun varlığına inan o kızın, o gecede dikkatini çeken bir iz; bir leke.
Tek bir iz, tek bir leke bir insanın hayatını değiştirebilir mi?
İki farklı insan birbirini tanıdıktan sonra lekeler çoğaldı, izler birikip iki insanın avuçlarında hapsoldu; hep oradaydı artık.
Duygular çoğaldı ve onların arasında ne yalan ne gerçek bir kıyamet koptu.
İkisinin yarattığı kıyamette, ikisi de gerçek ve yalanın arasındaki o ince çizgide savrulup durdu.
Hayatta kalmaları için, birinin diğerini o çizgiden itmesi gerekiyordu.
Peki ya ikisi de düşerse?
Neler olur?
*KİTAP YENİDEN YAZILIYOR!!*
Bir kadın düşünün ailesinin baskısıyla zorla evlendirilmek isteniyor. Çaresizliği iliklerinize kadar hissettiniz değil mi? Peki bu kadın kendi şehrini terk edip hiç bilmediği bir şehre arkadaşının yanına kaçmak isterse?
Yer altı dünyasının karanlık yüzü olan bir adam, gittiği mekanda karşısına çıkan kadından ilk görüşte etkilenir. Fakat bilmediği birşey vardı. Kadının ona meydan okuyacak olmasıydı. İki farklı hayat iki farklı karakter.
Kadın meydan okuduğu adamdan habersizken adam kadına esir olacaktı. Bu şehir ikisine de acımayacak. Adam çoktan kadını kendi karanlığa hapsedecekti.
"Adam yanacak kadının bedeninde kül olacaktı..."
-Yetişkin içerikli bir kitaptır!!!
-Kitapta bolca +18 vardır.
-Argo vb. olumsuz ögeler barındırmaktadır!!!