Kusurları güzelleştiren Japon yaşam felsefesi Wabi-Sabi'ye dayanan, kırık parçaların altın tozuyla birleştirilerek onarılması sanatına Kintsugi denir.
Hayal kırıklıkları, yenilen kazıklar, kıymet bilmeyen arkadaşlar, bencil ve acımasız yakınlar, kaçırılmış fırsatlar, yaşanmışlıklar ve yaşanmamışlıklar için şükredilir mi? Her şeyi, ama her şeyi olduğu gibi kabul edip bir de üzerine sevinilir mi? Peki kalpteki çatlaklar tekrar birleşir mi?
Kötü günde yaslanılan omuz, iyi günde eğlendiren arkadaş, anne ve babasının tekne kazıntısı, ablalarının joker elemanı, yeğenlerinin emektar teyzesi, mutfakta aşçı, fındık bahçesinde işçi, üniversitede akademisyen olan Aylin Güneş, 26 yıldır absürt penceresinden hayata dil çıkarırken herkesi güldüren Ay Savaşçısı Usagi Tsukino olmuştur. Ancak kahramanı Chiba Mamoru'yu bulamamıştır. Aylin, eğlenceli hayatına devam ederken danışmanının bir ricasıyla hayatı zorlaşır.
Kimine göre dert sökücü dost, kimine göre prensipli Bay Buzdolabı, dışı soğuk içi sıcak alfa erkeği, gizli çılgın ve başarılı bir akademisyen olan 31 yaşındaki Kou Miyazaki 6 yıllık yakın arkadaşı Miray'ın Türkiye'ye dönmesi ve hemen ardından hayatının aşkını bulmasıyla derinden sarsılmıştır. Aşktan yana bir türlü yüzü gülmeyen Kou büyük bir bunalımın içindeyken bir maille hayatı eğlenceli bir hal alır.
Makalelerden şiirlere, akademisyenlerden teyzelere, animelerden mangalara, göz yaşlarından kahkahalara, platonikten gerçek aşka, sakuradan fındığa, Osaka'dan Kapadokya'ya kadar Kıpırdak Aylin ile Robot Kou'nun güldürürken düşündüren hikayesi.
Üstelik Aşk Rehberi'nin eğlenceli karakterleri de bu hikayede!
İlk yayın tarihi: 07.02.2020
"Altı yıl, kendi hayatımı unutup ben seni yaşadım. Ha, bir gün böyle seninle evleneceğimi düşündüğümden de değil." Ağlamaya yakın gülümseme sundum ona. Omzumu silktim. "Belki bir gün karşılaşırız diye." İlk karşılaşmamız geldi aklıma. Söyledim dilime düşen kelimeleri: "Bir gün tekrar çarpışırız ve ben sana tekrar kızarım diye."
Hiç konuşmadı.
Ne cevap verdi ne de konuyu değiştirdi.
Öylece karşımda, çaresizliğimi izledi.
"Niye böyle yaptın?" diye sordum. Yüreğimin üzerindeki acıyı parmaklarımla tutup avcuna bırakmak istedim. Ona kendini bırakmak istemeyen tarafım yok olmuştu sanki, tam şuan beni öldürecek bile olsa ona karşı gelemeyecek kadar güçsüzdüm. "Niye kalbimi kırdın?"
İçimde bir yerlerde tutuşan bir şeyler vardı. Cayır cayır yanan, alevleri koca bir ormanı yakacak kadar güçlü olan... Bir şey vardı, nefesimi daraltıp beni yok etmeye çalışan. Bir şey vardı, ondan bana doğru gelen benden hiç gitmeyen. Bir şey vardı işte.
"Özür dilerim." Dakikalardır suskunluğunu yenen şey bu cümle olmuştu.
Peki ama özür dilemek neden acıları dindirmiyordu?
🍀
Paralel bir evrende #AsDor kurgusu. 🍀
04.07.21