"EVİME HOŞ GELDİNİZ!
KAPIM SİZE AÇIKTIR, KENDİ ÖZGÜR
İRADENİZLE GİRİNİZ!"
Genç avukat Jonathan Harker, Londra'dan
Transilvanya'ya uzanan zahmetli yolculuğunun
sonunda, Kont Dracula'nın şatosuna, bizzat
Dracula'nın kendisi tarafından, bu sözlerle buyur
edilir. Ne var ki, bu nazik karşılama, genç
avukatın uzun tutsaklık günlerinin ilanıdır bir
bakıma. Jonathan Harker günler geçtikçe nasıl
kapana kısıldığını fark etmeye başlar. Şatonun
her yanında kapılar vardır. Kapılar, kapılar,
kapılar... Hepsi de kilitli ve sürgülü. Bu şato bir
hapishanedir aslında, kendisi de mahkûm! Asil
ev sahibi Kont Dracula ise, gündüzleri köhne
şatosunun gölgelerinde saklanıp geceleri acımasız
bir avcıya dönüşen bir kan emici...