Herkesin bir siyah gülü vardır. Hatta her canlının sesi dünyanın en güzel sesi, yüzü dünyanın en güzel yüzü, hasreti dünyanın en büyük yangını...
Herkesin kalbinde bir vurgunu vardır. Kiminin sayıkladığı, kiminin yutkunduğu, kiminin çığlık çığlık gözlerinden akıttığı. Çünkü, bazısı susarak ağlar, bazısı haykırarak...
Karanlığın en dibinde, izbelerin en derininde insan, ümitsizce bir ışık arar. El yordamıyla, duvarları kırarcasına. Kimse bilmez, yanan bir bedenin acısını. Kimse hissedemez bir başkasının ağrısını. Kimse kanamaz, başkasının yarasından. Kimse işitemez uzaklardan gelen yardım feryadını. Siyah bir gülden başka...
Siyah gül, yalansızdır, lekesizdir, alaysızdır, dikensizdir. Siyah gül, sığınacak liman, yaslanacak omuz, uğruna can verilecek mukaddestir. Siyah gül ninnidir, siyah gül şiirdir, siyah gül ağıttır.
Elinizdeki bu kitap, bir siyah güle, güllerin en güzeline içli bir hitap, saf bir adak, amansız bir hasretten ibarettir. Yanmadan okunmayan, okunmadan çözülmeyen, çözülmeden duyulmayan bir davet. Siyah gül ne midir?
İçerde, yitik sayfaların arasında bulacaksınız onu. Bir bulmacayı çözer gibi çözecek, bir varılmaza varır gibi olacaksınız.
Ve inanın bize, bu Siyah Gül'ü çok, ama çok seveceksiniz...
Herkesin parıldadığı bir gökyüzünde, bazı yıldızlar kendi ışığını saklar. Parlaması gereken zamanda sessiz kalmayı, görünmemeyi seçer. Ancak her yıldız, kendi içinde bir evren taşır; karanlıklar içindeki en parlak ışığı. Bu kitap, gölgeler arasında saklanan ama asla sönmeyen yıldızların hikayesidir. Kelimeler, ruhun en derin köşelerinden fısıldanan, dışarıya çıkmayı bekleyen duyguların yankısıdır. 'Gölgede Kalan Yıldız,' iç dünyanızda keşfedilmeyi bekleyen sessiz fırtınalara ışık tutar.