Kerem, İstanbul'un çok eski tekstilcilerinden olan Yiğiter ailesinin yakışıklı ve çapkın oğludur. Yaratıcı zekasıyla zamana yenik düşmek üzere olan aile şirketini bir start - up çalışmasıyla sektörün lideri haline getirmiştir. Getirmiştir ama babası Muhsin'in gözünde adam olamamıştır. Çünkü Kerem yiyip içip, gezip tozup, her çiçekten bal alma şiarıyla hayatını yaşayan biridir.
Keremlerin atölyesinde işçi olarak çalışan Ayşe de biri despot, diğeri hayırsız iki ağabeyi kontrolünde renksiz, tatsız bir hayat yaşayan zeki, güzel ve kalbi iyilik dolu bir kızdır. Tek umudu, bir süredir sevgili olduğu Berk ile evlenmek ve bu hayatı geride bırakmaktır. Ancak ağabeyleri onu mahallenin zengin çocuğu Sabri ile evlendirmek isteyince Ayşe, Berk'e bir an önce evlenmeleri gerektiğini söyler. Bunu duyan Berk ortadan kaybolur.
Kendi halinde, saf ve iyi yürekli bir mahalle kızıyken hem ailesi, hem de aşk hayatından darbe üzerine darbe yiyen Ayşe, hayatında ilk kez kendisi için bir şey yapmaya karar verir. Bu kararı vermesinde en büyük etken olan Kerem, aynı zamanda Ayşe'nin kurbanı olacağından habersizdir. Ayşe, Kerem ve kendisini ömür boyu birbirine bağlayacak hamleyi yaparak oyunun kurucusu olur ancak bu oyun ikisinin de içinden çıkamayacağı şekilde ayaklarına dolanacaktır.
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?''
---
Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı. Karantinanın akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında buldu. Üstelik yalnız değil, onlar da yanında... Mahşerin üç atlısı. Bu, sadece bedenleri değil ruhları da karantinaya alınan dört kişinin hikayesi. Bu onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin hikayesi. Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, birbirlerine gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikayesi. Bu mahşerin dört atlısının hikayesi. Şimdi, bizimle misiniz?
"Bizim bedenlerimizi karantinaya almadılar. Ruhlarımızı karantinaya aldılar. Bizim ruhlarımız tanıştığımızdan beri karantina altında. Ne çıkabiliyoruz bu karantinadan, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Ruhlarımızı birlikte bir karantina altına aldılar, ve bizim bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda bile birlikte olacağız, ama özgür olacağız. Savaş bitti, ve biz sağ kaldık. Savaş bitti, ve biz hala ayaktayız."