İşte adamın göz yaşlarıyla ıslattığı kağıt parçasına bakarken hissettiği buydu;
Gerçeği değiştiremezdi.
Hayatındaki en önemli anıyı kaybetmişti.
Titreyen elindeki bilekliğe baktı.
Asıl yeri olan o ince bilek neredeydi?
Soğuk muydu? Üşüyor muydu?
Yakında mıydı yoksa uzakta mı?
Hala güvende miydi?
Kadın,adam ona sarıldığındaki gibi mutlu hissediyor muydu?
Adam burada özlemin ve gözyaşlarının esiri olmuşken kadın neredeydi?
Belki cehennem kadar uzakta ve soğuktaydı.
Belki de cennet kadar uzakta ama mutlu.
İçine sıçılmış kaderiyle doğsa da hayatının en güzel aylarını geçirdiği adamı bırakmak zorunda kalmıştı kadın.
Adam için.
Buna kaderi mi neden olmuştu kendisi mi?
Acaba mutlu mu bitmişti bu hikayenin sonu?
Sonsuza dek sürecek miydi yani aşkları?
Adam gözünden akan son yaşı da sildiğinde beyni dudaklarını ele geçirmişti ama ne diyeceğinin farkındaydı.Kafasını kaldırıp gözlerini boş duvara kitlediğinde dudaklarından o kelimeler döküldü:
"Bizim aşkımız efsaneydi."