Burnundan hafifçe, küçümser bir ses çıktı."Etkilenirim diye daha gözlerimin içine bile bakamıyorsun,"
Sesindeki alay buz gibiydi.
Öylesine keskin, öylesine donuktu ki, insanın içine sinsice sızıp damarlarında usul usul dolaşan bir soğukluk gibi hissediliyordu.
Kelimeleri değil, sesinin tonu üşütüyordu insanı. Bakışlarımı anında şaşkınlıkla toprak gibi olan gözlerine çevirdim ama bu toprak cesetleri saklayan karanlık bir mezar gibiydi. Bir bakışla seni yutacak kadar derin, seni yavaşça boğacak kadar tehlikeliydi."
"Seni," dedi, sesi ağır ve yavaş, sanki her kelimeyi vücuduma kazınırmış gibiydi, "öyle bir etkilerim ki, kullanılmak için can atarsın."