MUHATARA
  • MGA BUMASA 52
  • Mga Boto 43
  • Mga Parte 3
  • MGA BUMASA 52
  • Mga Boto 43
  • Mga Parte 3
Ongoing, Unang na-publish Feb 18, 2020
muhatara: korkutucu durum, tehlike

"Hepimizin içinde keskin bir bencillik yok mu zaten? Bu duygu en çok bize yarar, en çok bize batar. Günahlar, tutkular ateşlemez mi bizi? Aynada gördüğümüzü tanıyamayacak hale getirmez mi bizi? Peki ya pişmanlık? 

İçimi kasıp kavuran bu ızdırap. Bencilliğimin sonucu olan, günahları ve vazgeçemediği tutkuları yaratan duygu değil mi bu? Ben pişmanlığı örtmek için daha nicelerini yaşadığım, yaşattığım birisiyim. Bencilim ben, günahkarım ben...
En acısı da bu;
Çok pişmanım ben..."

[Nalan hepimizin içinde yer alan duygularımızın, yaşayan bir canlı tasviri değil midir?]
All Rights Reserved
Sign up to add MUHATARA to your library and receive updates
o
#1422020
Mga Alituntunin ng Nilalaman
Magugustuhan mo rin ang
GECENİN İZİ ni hisssizyazar
42 Parte Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Magugustuhan mo rin ang
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
ÖFKE ÇİÇEĞİ  cover
İMDADIM cover
Kimsiniz?/Yarı Texting  cover
Dilerim Ki | Gerçek Ailem cover
mianhe cover
ENDA • Gerçek Ailem cover
Güneş Tutulması  | Yarı texting  cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
 PAPATYA (Gerçek Aile) cover

GECENİN İZİ

42 Parte Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....