15 yaşındayken, He Jin kendine online bir oyunda "koca" buldu, ilişkileri sevgi ve tatlılıkla doluydu. Bununla birlikte, ders çalışmasına müdahale ettiği için, ebeveyni interneti kesti, veda etme şansı bile yoktu ve oyundan kaybolmak zorunda kaldı.
8 yıl sonra, geçmişteki oyun, yeni bir güncelleme ile çıkmak üzereydi ve bir sanal gerçeklik oyununa dönüştü.
He Jin tekrar oyuna girmeye karar verdi ve beklenmedik bir şekilde "kocasının" güçlü bir oyuncu olduğunu ve tüm sunucuda bir numara olduğunu keşfetti, dahası, onu boşamamıştı!
Ancak, sekiz yıl boyunca He Jin tarafından terk edilen kocasına karşı ilk izlenimi saf bir çocuk olduğuydu. Ancak şimdi biraz şey olmuş gibi görünüyordu......Kötü?
Yaoi bir hikayedir, sevmeyenler sinirimi bozmadan ikilesin! Yazarı ben değilim, sadece çevirisini yapıyorum!
İnsanlar üçe ayrılır; Yaşayanlar, Yaşamayanlar. Yaşayamayanlar...
Yaşayanlar: hâlâ dünyadaki hayatına devam edenler.
Yaşamayanlar: öldükten sonra ikinci bir şansı hak edip bu büyülü evrene gelenler.
Yaşayamayanlar: öldükten sonra ikinci şansı hak eden ancak büyü gücü ve dövmesi oluşmayanlar.
🖤
Başlangıç ve bitiş. Bebek arabasıyla gezdiğim yolları, şimdi tekerlekli sandalyeyle geri dönüyorum.
🖤
En büyük gayesi babasının öğrettiği gibi
adaletli bir avukat olmak isteyen Yargı Yargıcı kendini ölümcül bir hastalığın pençesinde bulur.
Öldükten sonra gözlerini başka bir evrende açan Yargı, hastalıklar içinde yüzerken, çektiği acılar bir anda kesildiği için yeteri kadar tepki veremez. Ta ki karşısında ömür boyu kendisini bekleyen ruh eşini görene kadar.
Yaşamayanlar evreni tüm hızında akmaya devam ederken, Yargı olaylara adapte olmaya çalışacak. Öğrendiği en önemli bilgi ise burada insanların tıpkı bir satranç tahtası gibi altıya bölündükleri olacak. Yargı grubunu bulmak için bedeninde belirecek olan dövmeyi beklemek zorunda. Piyon da olabilir, şah da. Ya da hiçbir grubun dövmesi oluşmaz ve kendini bir anda Yaşayamayanlar'ın arasında bulur. Hiçbir büyü gücüne sahip olmayan ve dışlanmışların arasında...