"Sana ihtiyacım var!"
"Neredesin?"
Bu iki cümle her şeyin akışını değiştirmişti.
___________________________________________________
Kasıklarıma toplanan hislerle olduğum yerde kıvranırken sırılsıklam olup kasılıp gevşeyen kadınlığımı bir şeylere sürtmekten başka bir şey düşünemiyordum. Yatakta kendimi kasmaktan bacaklarım kaskatı olmuştu. Geldiğim andan beri üç külot değiştirmeme rağmen deliğimden süzülen sular durmuyordu. Bacaklarımı birbirine bastırarak deli edici hissi önlemeye çalıştım ama bir saattir işe yaramadığı gibi yine yaramadı. Lanet olsun. Tam her şeyi bırakıp, iç güdüsel olarak elimi küloduma götürüyorken kapı açıldı. Hemen elimi çektim ve karnıma bastırdım. Açılan kapıyla birlikte gördüklerimle ne düşüneceğimi şaşırdım. Her şey silikleşmişti sanki.
"Duş almak istemediğine emin misin güzelim?"
Damarlarının belli olduğu kasıklarındaki ince bir tüy şeridinin kaybolduğu beline doladığı küçük havlusuyla, karın kaslarındaki ve göğüslerindeki kavislerden süratle süzülen su damlalarıyla, güçlü ve geniş omuzlarıyla, sakallı yakışıklı yüzü ve kızarmış dudaklarıyla tam kapının önünde durup saçını kurulayan ve beni soyutlayıp ilkel isteklerle dolduran, kadınlığımın kasılıp gevşemesini, göğüs uçlarımın sertleşmesini, ağzımın kurumasını sağlayan kişi üç yıllık arkadaşım Evran'dı.
Ve bunu fark ettiğimde her şey için çok geçti.
Yetişkin içerik, küfür ve argo tabirler bulunur.
+18
*Düzenlendi*
Evden kaçmış, sokakta yaşayan bir hırsız...
Peki bu hırsızın ailesi gerçek ailesi değilde üveyse,
Doğumda karışmışsa...
....
Önümde oturduğu yerde alttan alttan bana bakıyordu.
"Bana niye öyle bakıyorsun?"
"Nasıl bakıyorum?" Gözlerimin içine baktı, yanakları kızardı.
Düşündüm ciddiyetle bir kaç saniye.
"Şey gibi.."
"Ne gibi?" Yanakları daha da kızardı. Utanmıştı ama cevabımı hevesle bekliyordu.
"Enik gibi."
Bir kaç saniye sessizlik oldu.
" Öf Seren ya! Bütün hevesimin içine ettin!" Sinirle ofladı.
Kahkaha attım.
*Kapak Pinterestten alınmıştır.*