BOŞA GEÇEN YILLAR
  • Reads 133,598
  • Votes 9,371
  • Parts 27
  • Reads 133,598
  • Votes 9,371
  • Parts 27
Ongoing, First published Feb 23, 2020
Zaman her şeyi değiştirir. 

Catherine'in sıradan olan ve sıradan devam etmeye mahkum hayatı Marcus Thorne'la karşılaştığı  andan itibaren değişmişti. Tanıştıktan bir gün sonra onunla nişanlanmış, bir ay sonra evlenmişti. Hiçbir zaman toz pembe düşleri olmayan bir genç kız olmasına rağmen, Catherine bile, ondan nefret eden bir kocaya sahip olacağını asla düşünemezdi. 

Marcus Thorne, geleceğin Thorne Markisi olarak bir gün evlenmesi ve tıpkı babası gibi unvanı için geriye bir erkek evlat bırakması gerektiğini biliyordu; ancak acelesi yoktu, hiç yoktu. Buna rağmen acele bir evlilik yaptı. Sevgili karısının bir markinin karısı olmak için her şeyi yapabilecek kadar hırslı olmasını affedebilirdi; yalancı olmasını ise, asla!

Mecburiyet ve ölümle başlayan, ölüm ve acıyla devam eden, ihanetle yoğrulan bir evlilik daha ne kadar sürebilirdi? Catherine, bedeli ne olursa olsun, artık işkencesinin sona ermesi gerektiğine karar vermişti.
All Rights Reserved
Sign up to add BOŞA GEÇEN YILLAR to your library and receive updates
or
#130roman
Content Guidelines
You may also like
GAYRİMEŞRU PRENSES by kayipyazar13
55 parts Complete
Gayrimeşru bir prensesten kraliçeliğe gidilen meşakkatli bir yol... En büyük varisi ölen kral, kızını öldürmeye çalışan küçük oğlunu sürgün ediyor, eşi kraliçenin ise bütün haklarını elinden alıyor. Yıllarca halktan ağıza alınmayacak sözler işiten prenses gün geliyor o saraya hakettiği ünvanı almaya gidiyor. Lanetli olduğunu söyleyenler, annesini büyücüklükle itham edenler ve türlü türlü suikast girişimlerinin ardından hakkı olan tacı kazanıyor. Omuzları yukarıda, başı dik ve istikrarlı. Beatrice her zaman pusuda. 🏹🏹🏹 "Prensesi koruyun!" Muhafızlarımın bağırışlarıyla at arabamdan başımı çıkardım. "Neler oluyor?" İçlerinden biri titreyen parmaklarıyla ağaçların arasından arkasındaki on beş kılıçlı adamla fırlayan adamı gösterdiğinde gelene baktım. İlk gördüğüm şey bir şahin kadar delici bakışları oldu. Vahşi çehresinde gözlerim gezindi. Sol şakağından yanağına inen derin bıçak yarası vardı. Kim yaptıysa gözünü ıskalamıştı. Yazık. Yeleğinden çıkardığı bıçağı elinde ustalıkla döndürerek bana doğru nişan aldı. Korkuyla gözlerimi açtım. Yüzümün yanına, at arabamın tahta kapısına saplanan bıçak saplandığı yerde titrerken içime dolan öfkeyle bana suikast düzenleyen adama baktım. "Prenses Hazretleri," dedi tükürürcesine. "Benimle geliyorsunuz." Kapıyı açıp uzun eteğime inat arabadan atladığım gibi tahta kapıya saplanmış bıçağı çekip çıkarttım. Kollarını göğsünde kavuşturarak sırtını arkasındaki ağaca dayadı. Bana küçümseyerek baktı. Onun yaptığı hareketleri taklit ederek, fakat daha büyük bir ustalıkla, bıçağı elimde döndürdüm ve nişan alarak fırlattım. Onun aksine ıskalamamış, kulağının hemen dibine, ağaca isabet ettirmiştim. Yanağına yaslı duran bıçağa yan gözle baktı. Onu alayla süzdüm. "Gel ve al korkak!" #1 kraliçe
Geceyi Yaran Kadın •FSM | Yenileniyor  by -VESTA-
9 parts Ongoing
ÖNCEDEN OKUDUYSANIZ BİLE TEKRAR OKUYABİLİRSİNİZ, ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ. "Buyur, Kayra. Mektubunu aldım. Beni görmeyi dilemişsin." Evet, evet diledim. Ama neden diledim? Bilmiyorum. Sefer için şans dilemeye geldim falan desem? E adam zaten kazanacak biliyorum. Neyse konuşurken düşünürüm. "Yüce Padişahım, huzurunuzda bulunma bahtiyarlığına erdim. Yarın sefere çıkacağınızı işittim, sizi uzun süre göremeyeceğimi biliyorum. Bu nedenle sizi son kez görmek istedim." Sarı Çiyan'dan bahsetmedim. Onun cezasını kendim veriyordum. Hem, bu kadar küçük bir olay için ispiyoncu olmak hoş olmaz. Mehmet, hafifçe gülümsedi ama gözleri hâlâ düşünceliydi. Dirseklerini kolçağa dayadı, parmaklarını birbirine kenetledi. "Son kez görmek mi?" diye sordu, başını yana eğerek. "Sefere çıkıyorum diye öyle mi diyorsun? Yoksa bir daha buraya çağırılmayacağını mı düşündün?" Ne demem gerektiğini bilemedim. Yalnızca gözlerinin içine bakarak gülümsedim. "Yüce Padişahım, ne haddime. Sadece sefere giden her asker gibi sizin de uğurlanmayı hak ettiğinizi düşündüm." Kaşlarını hafifçe çattı ama gözlerinde keskin bir ifade yoktu. Sanki düşünceleri başka bir yerdeydi. Sonra başını salladı, ellerini çözdü ve sırtını koltuğa yasladı. "Uğurlamak mı? Peki, nasıl uğurlayacaksın?" Bu bir sınav mıydı? Yanıtımı tartıyor muydu? Ses tonunda hafif bir alay sezdim ama asıl niyetini anlamak güçtü. "Size dualarım ve iyi dileklerimle, hünkârım." Gözleri kısıldı, dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme vardı. "Dualarını esirgemeyeceğini bilirim, Kayra. Ama senin uğurlaman biraz daha... özel olabilirdi, değil mi? Sonuçta, benimle görüşmeyi talep etmeden de dua edebilirdin."
You may also like
Slide 1 of 10
Namus Müşkülü cover
MAYIS GÜNEŞİ (tamamlandı) cover
Dük ile Beş Çayı cover
MAL-İ HÜLYA  cover
Bana Aitsin (Tarihi aşk serisi 1) cover
GAYRİMEŞRU PRENSES cover
Bir Erik Meselesi cover
Geceyi Yaran Kadın •FSM | Yenileniyor  cover
İskoçya'nın Esiri (Tamamlandı) cover
Cariye'nin İkinci Hayatı cover

Namus Müşkülü

30 parts Ongoing

Namus davası Yıl: 1970