"Üç beden bir bedel mi?" "Üç beden bir bedel mi?" "Üç beden bir bedel mi?" Defalarca beynimde çınladı bu cümle. Bir hayat adandı bu cümleye. Bir çoçuk öldü ve bir adam doğdu. " İnsanın en çok korkması gereken şey bir gün korkularına dönüşmesidir." Yerlere saçılmış cam kırıklarından, can kırıklarından birbirimize baktık. Ben iyi o anlar, onu en iyi ben anlarım. Çünkü insanı en iyi kendisi anlar. Kendinden nefret etse bile... O Benim, Bende Oyum. "Karanlıktan korkan karanlık adam." EMİR DAĞDEVİREN Gözlerimi açtığımda yüzümde kurumuş yaşlarım ve yatağın üzerinde duvara monte edilmiş koca kanatlı tek gözlü kartalla odada yalnızdım. Bu kartal daha demin üzerimden uçmuş ve bir çok şeyi götürmüştü benden. Küçüktüm anlayamıyordum. Küçüktüm manasız geliyordu her şey. Çok küçüktüm... Eksik olan bir şeyler vardı. Bedenimden değildi eksilen parçalar ruhumdandı. Ruhumu çalmıştı tek gözlü kartal benden. Pençeleri o kadar derime işlemişti ki sonunda pençelerini üzerimden çektiğinde etimden parçalarla beraber ruhumu da söküp almıştı benden. Küçük kiyametim çok küçük bir yaşta vuku bulmuştu. Bende artık her ölü beden gibi kayıp bir ruhtan ibarettim. Bu ne bir masal ne de hikaye. Bu acı ama gerçek bir ölüm. "Yaralarını geçirtemediği geçmişin kanlı girdabında boğulan kadın." LEVLÂ ERDEM. Bu karanlık 1900' lerden 2000' lere uzanan uzunca bir yıldızsız gecenin hikayesi. Emir ve Levlânın birbirine girmiş hayatlarının KARANLIĞA TUTSAKLIĞI. HADİ GELİN GELECEĞİ GEÇMİŞLE HARMANLAYALIM.
5 parts