1118-Kırık Kadeh
  • Reads 10,778
  • Votes 61
  • Parts 1
  • Reads 10,778
  • Votes 61
  • Parts 1
Ongoing, First published Feb 27, 2020
Mature
Kırık kadehten sızan kırmızı bir şarap aktı her yanıma. Şarap aktıkça kan içinde kaldım. Kadehin kırık parçalarından kesikler yedim bir bir. İçimde biriken ne varsa dışarı kustum. Yetemedim kendime ama çırpındım o boşlukta. Aldığım soluğun yerini keskin bir göz sardı; nefes alamadım, kan yuttum. Bazı gözler, keskin bir bıçaktan daha çok acıtırdı.

                                                      &

"Kaybettiklerimize kaldıralım bu gece kadehleri."dedim ilk başta.İkimizinde yüzünde belli bir acıyla gelen soluk bir gülüş belirdi,"Ben bu uğurda kaybettiklerime,sense bu uğurda oyunlarla kazandıklarına."

"Ben de kaybettim Mira."dedi acıyla,"Değil bu gece, bütün ömrümü harcasam ve kadeh kaldırsam bile yetmez."

"Bazen değer demiştin."dedim gözlerinin içine bakarak."Ne kaybettin ki? Bütün oyun senin, bütün galibiyetler yine senin."

"Seni."dedi elime uzanırken,"Oyunu kazandım ama seni kaybettim.Seni kaybetmek hiçbir şeye değmez.Ne oyuna,ne intikama, ne de yaşamaya."

Derin bir nefes aldı.Parmaklarımın hepsini tek tek sevdi, öptü.

Nefesimi tuttum.

"Bütün her şeyi kaybetseydim de seni kaybetmeseydim."dedi.

Gözlerimin içine baktı.

"Bir annem vardı,bir de sen."dedi acıyla."Annemi kaybettim seni de kaybettim."diye ekledi nefes verirken,"Annem öldü ama seni ben öldürdüm."gözlerinden bir damla yaş süzüldü yanaklarına."Herkesi kaybetmeye razıydım ama seni kaybetmeseydim."

Gözlerimde ki yaşlar biraz daha arttığında nefes aldım.

Güçlükle konuşmaya devam etti,"Şimdi sen söyle Mira,benim en değerlim annem ve sendin.İkinizi de kaybettim.Kaç yıl,kaç ömür kaç kadeh yeter kaybettiklerime?"

Paramparça oldum.

                                                       &
All Rights Reserved
Sign up to add 1118-Kırık Kadeh to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GÜNEŞİN ÇOCUKLARI 🌞🌞🌞 by RapunzelSeviyor
24 parts Ongoing
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım. "Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum. "Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?" Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?" "Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!" "Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
55 parts Ongoing
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
You may also like
Slide 1 of 10
GÜNEŞİN ÇOCUKLARI 🌞🌞🌞 cover
HAYATTA KALMA SANATI cover
PROFESYONEL   cover
TERAZİ  (Tamamlandı) cover
YARALASAR(Kitap Oldu) cover
Asena ✯{gerçek ailem}✯ cover
MAHKUM cover
Köpek cover
Mafya'ya Mahkum +18  (BxB) cover
Aşiretmiş ( Gerçek ailem) cover

GÜNEŞİN ÇOCUKLARI 🌞🌞🌞

24 parts Ongoing

"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım. "Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum. "Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?" Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?" "Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!" "Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"