Daha gençti aslında. Ruhu sayılmazsa. Ayaklarını boşluğa doğru sarkıtmış, düşünüyordu olanları. Nerede hata yapmıştı? Hata onda mıydı? Cebinden resmini çıkardı. İstemsiz, kırık bir gülümsemeyle kıvrıldı dudakları. Değmişti ama. Mal yerine konmasına bile değmişti. Ancak zamanı dolmuştu artık. İstenmiyordu burada. Ancak kimin umurunda? Amacına ulaşmıştı sonuçta. Resmi elinde sıkıca tutup ayağa kalktı. Son kez baktı ilk ve son aşkına. Bitmişti herşey işte. Buraya kadardı. Sırtını dikleştirip başını kaldırdı. Uçurumun kenarındaydı. Kollarını iki yana açtı. Resim, hâlâ elindeydi. Bırakmayacaktı. Gözlerini kırpıştırdı. Herşeye rağmen mutluydu. Amaç da buydu. Gözlerini yumup başını geriye attı. Son sözüne karar vermeliydi. Tekrar başını öne alıp gözlerini mümkünmüşçesine daha da sıkı yumdu. Ölümün soğuk nefesini ensesinde hissediyordu. Fısıldadı "Seni seviyorum." Ve kendini öne doğru bıraktı. Rüzgarı saçlarında hissediyordu. Sonsuzluğa doğru gidiyordu. Ölümüne, kendi yaşamına doğru...