Onların aşkı farklıydı.
Kız ; Gökyüzü'ydü. Herkesin hayran olduğu , kimsede olmayan güzelliğe sahipti. Ama kimsenin ulaşamayacağı kadar uzaktaydı. En çokta ona. Yeryüzü'ne ...
Erkek ; Yeryüzü'ydü. Kimsenin bilmediği , kimseye anlatmadığı ama içinde kaldıkça onu hüzünlendiren şeyler vardı. İçi , en yakınındaki bile bilmese de hüzünle kaplıydı. Ama ne olursa olsun hayat ondaydı.
Yeryüzü'nü tek mutlu eden , hüznünü unutturan Gökyüzü'ydü. Gece de ondaydı. Gündüz de ...
Gökyüzü mutluydu aslında. Ama bu mutluluk gerçek mutluluk muydu ? O gerçek mutluluğu değilde acısıyla tatlısıyla gerçek hayatı , gerçek aşkı arıyordu. Aradıklarının da hepsi Yeryüzü'ndeydi.
Peki ya Gökyüzü istediklerinin hepsinin olduğu Yeryüzü'ne ulaşmak için herkesi karşısına alıp , tüm zorluklara göğüs gerebilecek miydi ? O tüm zorluklara göğüs gerse de Yeryüzü Gökyüzü'nü kabul edecek mi ?
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."