Öteki, dumanlı bir dağın zirvesinden izliyordu kızı, bir kurt kadar açtı, bir kurt kadar öfkeli, bir kurt kadar yalnız. İzledikçe izliyordu kızı; bedenin her bir noktasında gezdiriyordu gözlerini. Seviyor muydu onu? Nefret mi ediyordu ondan? Onu kaçırmak, çalmak, yok etmek, parçalamak, affetmek, sevmek... Suçluluk, pişmanlık, hırs, intikam, kızgınlık, öfke ve nefret her şey birbiri içinde bir ahenk, her şey hem çok yalın hem çok iç içe. "Her şey eriyor" diye geçirdi içinden Öteki. "Her şey eriyor. İktidarları sular altında, solup gidiyor baharları. Kışları uzadı, kışları kan kızılına bulanacak... Durmak yok..." diye düşündü Öteki. "Durmak yok bir an bile. Daha yeni başlıyorken üstelik." Parmakları arasında gezdirdiği bir uzun saç telini kış güneşine tuttu. Çakmağına sarılıp teli ateşe vermeden bir saniye önce kendini sorguladı, yoktu. İçinde en ufak bir acıma duygusu yoktu.
2 parts