İki sene önce, bu zamanlar, uzak bir diyarda, Van'da korkusuz ama korku saçan genç bir adam tarafından kaçırıldım. Teni bedeninin içindeki imkânsız umutla kasıp kavrulan, duyduğu isteği kemiklerine kadar hisseden bu genç adam tarafından rehin alındım. Beni kendine ve karanlık dünyasına bir ömür esir tuttu. O bir aşiret erkeği! Ben ise sıradan, onun deyimiyle safir gözlü, pervasız bir kızdım. Peki bu adam neden mi beni kaçırdı? Çünkü kimse ilk karısı ölmüş ve karısının ölümünden şüpheli bir adamla evlenmek istemez. Çirkin miydi? Hayır. Karşı konulmaz biriydi fakat kimse de onun katil olabileceği gerçeğini göz ardı edebilecek cesaret yoktu. Beni önce yakmak istedi. Başaramadı... Çünkü ben onun canını yaktım. Sonra beni karanlığının içine çekmek istedi. Onu da başaramadı. Çünkü ben onun aksi bir renktim. Benim renkli yapraklarımın üzerine akıttığı mürekkebin izlerini her defasında silmeyi başarmıştım. O karaladıkça ben sildim. Ne yazık ki tek bir şeyi değiştiremedim. Kaderin yazısını. O benim alnıma yazılmış bir yazıydı. Ben bunu geç olsa da yeni fark ettim. O benim 'Zelzelem' di. Kıyametim, Karanlığım...All Rights Reserved
1 part