🗝 KİTAP OLDU! 🗝
• Bu bir RÜYA hikâyesi...
Dram/Romantizm
"...
"Rüya... Sen..."
..."
Geç de olsa anlamıştım.
Ben onu belki de hayatındaki en mutlu olduğu günlerinden vurmuştum. Onu hayallerinden vurmuştum. İstemeyerek de olsa, bilmeyerek de olsa bunu yapmıştım.
Bu pişmanlığın bir tarifi olamazdı. Bu başlı başına, tam anlamıyla pişmanlığımın altında ezilmekti, ölmekti. Ölmek...
Derin bir nefes aldım. Önümdeki boşluğa doğru soludum. Nefesim dudaklarımdan çıkıp, uçurumun boşluğunda kaybolurken ben de kaybolmak istedim; hayattan, pişmanlıklarımdan, kararlarımdan...
Bu kadar hayale ve hatıralara karşı, bu gece yaşadıklarım bana bir çaresizlik daha ithaf etmişti. Bunu biliyordum. Belki de çaresizlikten ziyade; çaresizliğimden kurtulabilmem için bir şanstı, bilemiyordum. Ancak bu şansı iyi değerlendirmeliydim. Hoş, ne kadar değerlendirirsem değerlendireyim asıl karar Rüzgâr'da bitecekti. Ben, ya ölecektim ya da yeniden Rüzgâr'ın kollarında hayat bulacaktım. Ölmek gözüme bu kadar kolay gelirken asıl zor olan Rüzgâr'ın kalbinde de ölüp ölmediğimi öğrenmekti. Buna hazır mıydım, bilmiyordum. Aslında mesele ölmek de değildi. Asıl zor olan yaşamaktı. Yaşamak zordu, bir ihtimaldi; Rüzgâr'ın kollarında, yeniden yaşamak...
...
📌 NOT: İlk kez 2020 yılının Mart ayında yayımlanmıştır. Rüya serisinin ilk kitabıdır.
📌 Rüya, Mahlas Yayınları ile 2023 yılı Nisan ayında raflardaki yerini aldı. Şimdi satışta!
Bir ateş yanarken o ateşe kendi ayaklarınızla yürüdüğünüzde kimi suçlayabilirsiniz? Ateşi mi? Onu yakanı mı? Kendinizi mi? Yoksa o ateşin sizi yakacak güce sahip oluşunu mu?
Kimi suçlayacağımı bilmiyordum. Tek bildiğim yandığım bu ateşe kendi ayaklarımla yürüdüğümdü. Şimdi cayır cayır yanıyordum ama beni öldüren şey ateş olmayacaktı.
Beni öldüren, yandığım bu ateşin karanlığıydı. Siyahtı o. Siyah bir ateşti. Yanıyordu, yakıyordu ama aydınlatmıyordu. Zifiri karanlıkta yanıyordum.
Her şey için çok geçti. Bu adam benim sonumdu ve ben, beni yakan bu siyah ateşe çoktan teslim olmuştum.
🌙
"Korkuyor musun?" diye sordu sesini yumuşatarak.
"Evet," dedim düşünmeden. "Evet, çok korkuyorum."
"Gözlerini kapatırsan korkarsın," dedi omzuma astığı ceketi sıkıca tutup kollarını bana sardığında. İrkildim ama korkmadım. Aksine bu yabancının dokunuşu bana kendimi güvende hissettirmişti. Bu his ise beni afallatmıştı.
"Gözlerini kapattığın sürece her zaman karanlıkta olduğunu düşüneceksin. Her şeyi siyah göreceksin. Gürültüyle yanan, etrafı aydınlatan bir ateşi bile."
Dudaklarımı ıslatıp söylediklerini düşündüm. "Burada bir ateş yok. Burası karanlık. Baksana, tavandan sızan ay ışığı dışında etrafı aydınlatan hiçbir şey yok!"
"Sen varsın," dedi nefesi boynuma dökülürken. "Sen aydınlatıyorsun."
KİTAPTAKİ KİŞİ, KURUM VE KURULUŞLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK KİŞİ, KURUM VE KURULUŞLARLA ALAKASI YOKTUR.
YETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR.