Nazım: Ahh benim Pirâye'm... Nazım: Benim ömrümün tamamı olan can eşim. Nazım: Sevdiğim ve sevebileceğim her bir şey olan Kadın'ım. Nazım: Bu bir veda, sevgilim Pirâye'm... Nazım: Gölgesinin dâhi düştüğü her yeri hâr alevleriyle yakıp kor edecek, külleri bile kalmayana değin tutuşturacak bir firâk. Nazım: Bir mâtem. Nazım: Acısının damla damla süzüldüğü göz çukurlarını, birer veyl kuyusuna dönüştürecek azap dolu bir yas. Nazım: Bu bir kaybediş. Nazım: Şarjörünü bizzât kendi ellerimle doldurduğum silahın namlusunu sol yanıma nişan alıp, sahip olduğum bütün korkularımla tetiği çektiğim bir çaresizlik. Nazım: Bu bir ölüm, sevgilim. Nazım: Varlığıma yaşam bahşeden aşkın avuçlarımdan kayarken onu yitirişimin uğruna, bileklerimin kalbine vurduğum iki jilet kesiğinin emâresi birer intihâr. Nazım: Uyu, Pirâye'm. Nazım: Zirâ, bu yalnız bir hâyâl, serâp yahut düş. Nazım: Uyu, benim Pirâye'm. Nazım: Sen uyandığında öleceğim, sevgilim... ❦ 08.06.2024... ❦All Rights Reserved
1 part