"Usun nereye?!" Nihayet dışarı çıkıp temiz hava alınca az da olsa sakinleşmiştim. Nasıl giderim burdan diye etrafa bakarken arkamdan koşan Erim'i gördüm. "Cehennemin dibine!" Nefes nefese yanıma geldiğinde ona aldırmayarak kenardan yürümeye başladım. "Bekle ne oldu sana?" Gözlerinde ufak endişe kırıntıları görmemle alaycı şekilde güldüm . Hiç yardım etmeyen ve gülerek içerde beni izleyen kimdi acaba? "Kimin umrunda? " Ardından dayanamayarak hızlıca nereye gittiğimi bilmeden koştum. Arkamdan bağırışını duysam da dönüp bakmadım. Bütün bu olanlar benim için aşırıydı. Telefonumu cebimden çıkarıp taksi numarasını buldum. Aramadan önce nefesimin düzene girmesi için sokaktaki bir evin duvarına yaslandım. Bakışlarımı yere çevirmiş ve ellerimi dizlerime koymuştum. Tam önümde duran bir çift ayak görünce merakla başımı kaldırdım. Tekrar bir olay başıma gelmemesi için içimden bildiğim tüm duaları okurken tanıdık yüzü görmemle ağzım aralandı. "Benim... Benim umrumda. "