"Ona aşığım diyorsun ama özgür hissetmek için çaresiz bir gencin kalbini kullandığının farkında değilsin. Bırak karanlığına tutsak ruhu benimle can bulsun." Elimdeki tabanca her ikisi arasında usulca gidip geliyordu. Tartışmaları sanki elimdekinden ve benden korkmadıklarını gösterir gibiydi. Benden korkmalarını en başından hiç istememiştim ama şu an önümde diz çöküp hayatları adına yalvarmaları için kalbim bedenimi parçalamak suretiyle atıyordu. "Susun." diye haykırdım içimde biriken öfke ve acıyla. Sesim titremiyordu ama silahı tuttuğum ellerim kurşunu hedefinden şaşırtacak haldeydi. "Bu gece ikiniz de öleceksiniz." İki çift göz doğrudan bana döndüğünde kavgaları bitmiş ama yüzlerinde herhangi bir korku görmemiştim. Ölüme hazır olmalarını istemiyordum. Bana yaşattıklarından pişmanlık duymaları gerekiyordu. "Ve sözde aşık olduğunuz, kendini dört duvar arasında kibritleriyle avutmaya çalışan o çocuğu sizinle birlikte gömeceğim."All Rights Reserved