"Battığın bu bataklıktan üzerindeki çamurlarla kurtulduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun Savaşcı. Üstünde kuruyan çamurların lekesi asla çıkmayacak. Bu bataklığa tek girdin ama bu bataklıkta ikimizde boğulmak üzereyiz . " "Bu bataklığa tek girdim ve bu bataklıkta tek başıma boğulmak üzereyim. Kimse seni bataklığa girmen için zorlamadı Bulut. Şimdi kararlarımı daha fazla sorgulama ve beni rahat bırak." Tüm kelimelerim bir bıcak olup kalbime saplanmıştı. Kurmakta zorluk çektiğim bariz bir şekilde belli olan cümlelerim eminim ki onunda kalbine bıcak gibi saplanmıştı. Gözlerindeki çöküşe şait olmak sertçe yutkunmama sebeb olurken gözlerim de bu işgenceye daha fazla dayanamayarak yere doğru dönmüştü. Adımlarımıda arkamda duran çantaya doğru yöneltmiştim. Mavi gözlerindeki çöküşü görmek içimdeki harabe evlerin birinin daha yıkılmasına neden olurken tüm hayallerimde o evin enkazının altında esir kalmıştı . Bencilce davrandığımın gayette farkındaydım. Onun canını yakmak istemiyordum fakat onun beni bırakması ancak böyle olabilirdi. Onu kendimden soğutmaya çalışmak hiçte kolay olmuyordu. Bu onun kalbini kıran kaçıncı cümlemdi emin değilim ama bunu yapmak zorundaydım. Onun zarar görmesine asla izin veremezdim. Aramızdaki kısa ama bana yıllar gibi gelen sessizlik derin bir nefes sesiyle bozulduğunda istem dışıda olsa tüylerim diken diken olmuştu. Derince içine çektiği nefes biraz sonra konuşacağının habercisiyken onu tekrar kırmak ve incitmek istemediğimi fark ederek ona doğru döndüm. Okyanusu anımaatan gözleri şimdi daha da yakınımdaydı . Ama o okyanusa dalmamalıydınız çünkü dalgaları misafirlerine iyi davranmıyordu. Ve acımadan boğuyordu... Tüm telif hakları şahsime ait olup çalınması ve izinsiz yayınlanması halinde gerekli işlemlere başlanacaktır.All Rights Reserved