"Leyla çocukluk aşkı unutulur mu?" Küçük kız elleri toprak içinde, güneşten dolayı kıstığı gözleriyle merakla Leyla'nın cevabını bekliyordu. Eğer olumsuz bir cevap verecek olursa büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaktı. Çünkü yan komşusu Zeki amcanın torununa duyduğu aşkın çocukluk olduğunu, büyüyünce geçeceğini söylüyorlardı. Oysa kendisi hiç mi hiç geçsin istemiyordu. Leyla duyduğu sorunun şaşkınlığını yaşayamadan kendilerine kulak misafiri olabilecek mesafede olan adamı gördü. İçinden geçenlerin aksine sırf adama olan öfkesiyle Nazlı'yı hayal kırıklığına uğratabileceğinin dahi farkına varamadan konuştu. "Elbette unutulur tatlım. İnsanlar büyüdükçe kalpleri de büyür. Yeni insanlar tanır, yeni insanları sever. Eskilerde unutulur." "O zaman sen bana yalan söyledin." Küçük kız alt dudağını masumca büzerken, Leyla'nın kendisine söylemiş olduğu sözleri anımsadı. "Sadece dışımız büyür. Büyük kadınlar, büyük adamlar oluruz ama içimiz hep aynı kalır demiştin. Baksana Leyla benim kalbim içeride o zaman nasıl büyüyebilir ki?" Leyla kızın söylediği her sözü aklında tutabilecek kadar zeki olduğunu biliyordu ancak her defasında şuan olduğu gibi hazırlıksız yakalanıyordu. Yanakları kızarırken yanlarına doğru gelen adama kaydı bakışları. "Eğer sende Leyla gibi hiç büyümezsen, unutmazsın." Küçük kız elleriyle dudaklarını sımsıkı örterek kıkır kıkır gülmeye başladı. "Nasıl yani, Leyla hiç büyümedi mi? O da tıpkı benim gibi küçük bir kız çocuğu mu? Hemde sadece altı yaşında olan küçük bir kız çocuğu diye düşündü adam. Kendisine aşık olan küçük kız çocuğu.All Rights Reserved
1 part