'Hani bazen kuvvetli gibi görünen şeyler vardır. Demirden gibi gözükürler fakat elin en küçük temasıyla kırılıverir, paramparça olurlar.' O şu an böyle bir haldeydi. Bunu ben yapmıştım, ellerimle. Odanın her zaman oturduğu köşesine giderken bakışlarını sırtımda hissediyordum. O kibirli, sarsılmaz bakışları şu an perişanlıkla beni izliyordu. Her zaman viski içtiği bardağını bu sefer ben dudaklarıma götürüyordum, acı dolu yüzüne baktım. Ardında ördüğü duvarlarından dolayı hep dimdik olan yıkılmaz, sarsılmaz görünen yüzü duvarlarıyla birlikte paramparça olmuştu "Başından beri..başından beri avcı olan sen av ise bendim değil mi? Benimle oynadın peki neden?"