Her kötü sever,her kötü ağlar,her kötü vazgeçer. Önemli olan dik durmaktır. Yıkılmamak. Sadece ona bir şey söylemek için gitmiştim evine. Kapıyı çalmak beni çok korkutuyordu. Beni pek sevmiyordu ama çalmak zorundaydım o kapıyı. Yoksa asla düzeltemezdim. Zamanla açtığım yaraları. Ne kadar beni rezil etsede, bağırsada, nefret ettiğini söylesede. Bu son kez karşısına çıkışımdı. Kapıyı çaldım. Evet gerçekten çaldım. Kapıyı açmak için attığı her adım korku hücrelerimi besliyordu adeta. Nefesim kesiliyordu. Kapıyı büyük bir sinirle açtı. Beni görmeyi beklemiyordu sanırım. "Yine neden geldin?" Konuşamıyordum. Öylece bakıyordum sadece . "Su ne istiyorsun. Yeter artık." Ateş ağlıyordu. Evet gerçekten duygusuz biri olarak sandığım kişi ağlıyordu. "Ateş... neden... Neden ağlıyorsun?" Dedim yalnızca. Gözlerime baktı. Mavi gözleri buğlu buğlu bana baktı. Elimi tuttu kalbinin üzerine koydu. Deliler gibi atıyordu. "Su anlamıyor musun? Sen yanımdayken ben değişiyorum... değişmek istemiyorum su. Ben... ben ... sana karşı bir şey hissetmek istemiyorum." Elimi hızlıca kalbinin üzerinden çektim. Ben de ağlıyordum. Ateş beni neden sevmiyor ben ne yaptım. "Neden..." dedin buruk sesimle. "Çünkü ben senin canını yakmak istemiyorum... bu yüzden hayatımdan git.." arkama bile bakmadan ağlaya ağlaya koştum. Biliyorum kötü birisi ama. Onsuz yapamıyorken bana neden böyle davranıyor. Beni dövüyor ama ben kızmıyorum. Beni rezil ediyor ama ben yine kızmıyorum. Kırılmıyorum. Ama beni reddetti. İşte şimdi gerçekten kırıldım. Ateş'in bana ihtiyacı var biliyorum. Kendime bir söz veriyorum. 'Bana en ihtiyacı olduğun da onu yüz üstü bırakacağıma.'All Rights Reserved