SAKLI DİYAR
  • Reads 9,172
  • Votes 795
  • Parts 20
  • Reads 9,172
  • Votes 795
  • Parts 20
Ongoing, First published Mar 22, 2020
Yggdrasil, İskandinav mitolojisinde tüm diyarları birbirlerine bağlayan ve koruyan devasa dişbudak ağacıdır.

Evrenin merkezindeki bu dişbudak ağacına bağlı olan, dokuz diyar bulunmaktadır:
Niflheim: Sisler Diyarı
Muspelheim: Ateşler Diyarı
Asgard: Aesir Tanrıların Diyarı
Midgard: İnsanların Diyarı
Jotunheim: Buz devlerinin Diyarı
Vanaheim: Vanir Tanrılarının Diyarı
Alfheim: Elflerin Diyarı
Svartalfheim: Karanlık Elflerin Diyarı
Nidavellir: Cücelerin Diyarı

Peki ya, tanrıların herkesten sakladığı, onuncu bir diyar varsa? Midgard'ın, yani günümüz Dünya'sının içinden koparılıp ait olduğu yere dönen genç bir kız düşünün; gücünün farkında olmadan, çok sevdiği ailesiyle mutlu bir hayat sürdüren...

Her şey bir kehanetle başlayacak. Tanrıların mükemmel planında incecik bir çatlak... Fakat onların dünyasında kusura yer yoktu.

Gerçek dostluğu, sevgiyi ve gücün baş döndürücü etkisini keşfedeceğiniz; gölgeler aydınlığa kavuşurken, iyiyle kötünün ne olduğunu sorgulayacağınız, aksiyon dolu bir macera sizleri bekliyor.
All Rights Reserved
Sign up to add SAKLI DİYAR to your library and receive updates
or
#7iskandinavmitolojisi
Content Guidelines
You may also like
KIZIL GECE  by DuruMavii
85 parts Complete
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
TUĞRA [İNVERNESS 1] by EbruMelekT
63 parts Ongoing
Kapak: benbittimaq Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir. Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir. Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla... Kesit: --- Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak. "İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler. "Türk mü?" Neler oluyordu?? Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa. "Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam. "Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum. "Klanıma hoş geldin küçük kız..."
You may also like
Slide 1 of 10
KIZIL GECE  cover
YAŞAMAYANLAR (KİTAP OLDU) cover
Ejderhanın Tutsağı cover
IŞIK DİYARI (ASTERİA) cover
TUĞRA [İNVERNESS 1] cover
Öğretmenim gxg cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
aswium 'tk cover
Son Koruyucu  ~TAMAMLANDI~ cover
GÖLGESİZ DÜŞLER KRALLIĞI-( Kırılma Serisi-1 )-"Mücadele" cover

KIZIL GECE

85 parts Complete

Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.