Bulutlar da bizim için ağlıyordu sanki. Gecenin dokuzu,yazın ortası... Belli ki gözyaşlarımızı gizlemek istiyor, biz birbirimize bakarken. Ve biz sadece ağlıyorduk. Tek bir kelime çıkmıyor ağzımızdan. Tutamıyorduk ellerimizi. Korkuyorduk. Bundan ne yapacağımızı bile bilmiyorduk. Değişmişti artık hayatımız. Büyük pişmanlıklar vardı içimizde. "Bilmiyorum" sessizliği bozan ilk kelimeydi. Sonra arkasını dönüp gitti. Ağlayışım şiddetlenmişti. Hıçkırıyordum artık. "Keşke"diye bağırdım. Durdu. Sadece durdu. Dönmedi arkasına. Dönemedi belki de. "Keşke inansam şuan söylediklerine, bunu yapmanı gerektirecek nedene keşke inanabilsem. Keşke biraz daha yaratıcı olsaydın. Bu kadar acımazdı belki canım...". Biraz daha durup döndü arkasını. Koştuk birbirimize doğru. Sarıldık. Ağladık. Öyle bir sarıldı ki bana sanki bu son sarılışıydı. Öyle bir çektim ki kokusunu içime, sanki içime hapsetmek ister gibi kokusunu.... Ne olacak peki şimdi? Söylediği yalana inanarak mı yoksa inanmayı dileyerek mi yaşayacaktım. Meçhuldü...All Rights Reserved
1 part