Anlatmak isterdim insana, sevginin ne büyük, ne muhteşem bir güç ve kendi mutluluğunun hayat kaynağı olduğunu.
Anlatmak isterdim insana, çocuklarımızı bizim yontup şekillendirdiğimizi ve sonrada ortaya çıkan eserden hoşnutsuzluğumuzun ne garip olduğunu.
Hiç durmadan, hiç bıkmadan anlatmak isterdim insana, hayatın ne kadar kısa ve güzel olduğunu.
Üzüntülerimizin ne kadar anlamsız ve geçici olduğunu...
Mümkün olsa bağırarak anlatmak isterdim insana, en değerli kendimizin olduğunu, sevgiyi ve güveni öğrenmemizin, önce kendimizi sevip, kendimize güvenmekten geçtiğini.
İnsanı anlatmak isterdim her şekilde, deryalardan daha güçlü derinliklerini, ışığını, enerjisini.
O ışığı ve enerjiyi nasıl söndürdüğümüzü de anlatmak isterdim.
Ve anlatmak isterdim sorun sandığımızı şeylerin üzerine, sevgi sıcaklığını vurduğumuzda, kardan dağlar gibi eriyeceklerini.
Bilmelerini isterdim insanların karanlıkların da, şafağın da, gecenin de, akşamın da, yaşama ait olduğunu ve hiç birinin süreklilik arz etmediğini.