Kafamı ayaklarıma indirdim ve öyle yürümeye başladım. Ayaklarım ezbere bildiği yolları giderken birden durdum. Eğer kafamı kaldırırsam göreceğim yazıdan sonra tekrar toparlanamazdım. Gözyaşımın düşmesine izin verip adımlarımı hızlandırdım. Koşar adımlarla yürürken sokakta tek dalgaların sesi ve benim bavulumun tekerleklerinin çıkardığı ses vardı. Deniz kokusu burnuma doldukça burnum sızlıyordu. Ağlamamak için kendimi zorluyordum. İki yıl geçmişti üstünden koca iki yıl unutmam gerekirdi. Unutmuştum. Ya da ben öyle sanmıştım.