Odasının duvarlarında onlarca polaroid vardı. Yere oturmuş, sırtını yatağına yaslamıştı. Elinde tutuğu o fotoğrafa hafifçe gülümsüyordu. Bir an elinde tutuğu fotoğraftaki kişinin ben olduğumu hayal ederek onun gibi gülümsedim. Ne haddime gülümsedim, bilemedim. Beni kanatan düşüncelere dalan gözlerimi tekrar onun güzel yüzüne çevirdim. Bir resme bile ışıl ışıl bakan gözlerini yeniden gördüm. O gözler bana hiç değmeyecek, gülümseyen o dudaklar benim kurumuş toprağımla hiç buluşmayacaktı. Can suyunu içemeyen çiçeklerim onun için ağlayacaktı.