Gözlerinin önüne serilmiş bu fevkalâde görüntünün hayal olmamasını diledi, gönlü yarım kadın.
Elini uzatıp dokunmak istedi sakallarına ama utandı. Sanki onu en iyi bilen bir yabancıydı.
Çekindi göz yaşlarını aşikar etmeye.
Çekindi yüreğini delenleri, diline dökmeye.
Çekindi tutamadığı ellere bakmaya.
Boğazına öyle bir acı saplanmıştı ki hıçkırıkları taşıyordu artık.
Elini ağzına bastırıp yerinden hızla kalktı ve üst kattaki yatak odasının ebeveyn banyosuna girdi.
Sırtını kapıya yaslayıp elini ağzından çekti.
-"Allah'ım! Ne olursun alma, onu benden. Beni al! Onu alma. Allah'ım dayanamam, dayanamam.."
Böyle bir şeyi beyni idrak edemiyor, kalbi kabul etmiyordu. Beyni yalanlar türetip, gerçekleri sorgulatıyordu.
Kalbini saran gerçekler sıkıp sıkıp geri bırakıyordu sanki. Kalbi ağrırken, başına sancılar saplanıyordu.
Ellerini boğazına götürüp ovdu. Sessiz ağlamaktan boğazı tahriş olmuştu hep. Kalbi gibi..
Kapının arkasında yere çöküp başına gelen imtihana ağladı, ağladı ve ağladı..
*
Yaşamayı tecrübe edemeyenlere ufak bir tercüme...
Hatalarım var ise aff ola.≠