Hayatlarımızın belli dönemleri vardır. Bunların büyük bir çoğunu da okul oluşturur.
İlkokul, ortaokul, lise, üniversite...
Her dönem bir şey katar, bir şey öğretir. Ve bunların içinde en unutulmazı çoğumuz için lisedir. Çoğumuz diyorum. İstisnalar olacaktır.
En samimi dostluklar liseden çıkar. En sıcak, en eğlenceli dostluklar. Üniversite de göreceğimiz çıkarcı ilişkilerden önce bize gerçek dostluğun kanıtını oluşturacak cinsten güzel dostluklar.
Birde masum aşklar vardır. Ergenliğin getirdiği duygu karmaşasıyla büyüyüp masumiyeti kaybetmeden önce son duraktır lise, yaşayacağımız masum aşklar için. Tüm bunların yanına üniversite stresi de ekledik mi? Dersler, sınavlar, projeler... Bunların arasında eğlence, dostluk, aşk. Unutulmaz bir dört yıl! Burada herkesi birbirinden ayıran ise okulun arkasında kalan aile yaşantısı. Ailede yaşanan gerginlikler, kiminin abartılı aile baskısı, kiminin abartılı ilgisizliği ve daha neler neler.
Hayatımızı bir prizma olarak şekillendirirsek birçok yanımızı aynı anda görebiliriz ve burada ki en büyük pay ise lise yıllarımız olur.
Belki siz şu an lisedesiniz yada lise üzerinden yıllar geçti belki de şu an lise hayallerini kuruyorsunuz. Biz size bu kitapla asla unutamayacağınız yepyeni ve sıcacık bir lise hayatı sunuyoruz.
Bundan sonra ki sıra arkadaşınıza 'Merhaba' demeniz için ilk bölüm sizi bekliyor.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."