Karadeniz'in fırtınasına dayanmak zorunda olan bir sevda vardı ortada tam 5 sene önce yarım kalan. Gözlerini sildi kız hâlâ ağlıyordu o domuza. 5 sene de geçse her adını duyduğunda bu kayada saatleri mi geçecekti ömrü boyu? Ne zaman söner bu ateş yüreğinden? Yaktı onu sevdası külü savruldu rüzgarda. 5 sene önce bu gün veda etti sevdiğine tam burada hemde bilmeden. Sabahına Trabzon titredi sesine Karadeniz acıdı hâline. Kaçıncı sevda ayrılığıydı bu Karadeniz'in duyduğu. İç çekti derinden "Oy Karadeniz oy bunca yangını söndürmeye yeter mi yağmurun?" Gözünü kapattı çekti derince içine o ferahlığı huzurla ta ki o sesi duyuna kadar "Heeey Muç̌ore? laz kızı". Hayaldi hayaldi hayır gelmedi gelmiş olamazdı. Ayağa fırlayıp döndü ardına. Buradaydı. Gelmiş beş sene sonra gelmiş. Dimdik buradaydı. Gülerek "Ben geldim diyorum kızım bakma öyle balık gibi da gel bir hoşgeldinde bari" Gözleri dolu dolu baktı kız kayalıkları ayakkabılarıyla delercesine geçip gitmek istedi ama tutulan koluyla geriye çekildi. Ateşle dağlanmış gibi çekti kolunu adamdan iki üç adım gerileyip göz yaşları ile "Ula 5 sene Allah'tan korkmaz 5 sene! Hiç mi basmadi gafan da döndün ha bura. Dardur sana Trabzon. Sığmazsın ha buralara sen. Sevdam sığmamış koca Karadeniz'e seni mi sığacasun buralara." dedi yere tükürüp tutmasına bile fırsat vermeden ağlaya ağlaya kaçtı oradan. Özlemin ateşiyle evlerine giden ikinci yokuşun köşesine çöktü. Köz basmışlardı sanki bağrına yanıyordu içi. 5 senedir küllenmeyen o közleri atan adam gelmişti şimdi ise o közler alev alıp yakacaktı Karadeniz'i. ------------------All Rights Reserved