O gün olanları öğrendiğimde dondum kaldım . Herhalde yere çivilenmek böyle bir şey idi . Şaşkın mıydım , öfkeli miydim bilemedim . Karar veremiyordum. Sanki beynim durmuştu . Neler olmuştu bana . Sanki evren bana bu sırrı çözmem için sadece tek bir şans veriyordu . Ve ben bu şansı iyi kullanabilecek miydim ? Bilemiyorum . Ve yine bilmediğim bir şey vardı , bu sırrı çözerken başıma neler gelecekti . Hiç bir şeyi bilmeyerek başladım ben bu yola ve belkide daha hiç bir şey öğrenemeden bitireceklerdi hayatımı ama olsun ben bir kara deliktim ve ya bu sırrı çözecektim ve bilgiler benim olacaktı ya da bu sır hakkında hiç bir bilgim olmayacaktı . Ama şöyle bir sorun vardı benim onun kızını tanımam onlar için bir tehlike oluşturuyordu ve bu tehlikeyi büyüterek bir engele dönüştürebilirdim ve şimdi her şey benim ellerimdeydi . Mutlulukta , hüzünde , umutta , umutsuzlukta , ipuçları da , gerçekte . Ve bu sır onu çözmemi istiyordu . Bunun için elinden geleni yapıyordu ve evren bana yardımcı oluyordu bana "bana ve ipuçlarına ayak uydur" diyordu ve ben evrene ayak uyduracaktım .
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.