Mavi ailesiyle birlikte mutlu bir hayat sürüyordur. Hayatındaki en değerli varlığının ailesi olduğuna inanır ve aralarında büyük bir sevgi bağı ve sadakat vardır. Sağlam dostlukları, sırtının asla yere gelmesine izin vermeyen güçlü arkadaşlıklara sahiptir. Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birindeyse okulunu bitirmiş ve yine aynı doğrultuda iş ilanı verilen Avrupa'nın en prestijli şirketi olan Ede Holding'de mesleğini icra etmek için mülakatlara katılmış ve kabul edilmiştir. Ne kadar harika ve yolunda giden bir hayat değil mi?
Öyleydi, ta ki şirketin patronunu görüp işlerin seyri değişene kadar... Hazırlık sınıfındayken tanıştığı, hayatının en güzel dönemlerini ona zindan eden sevgilisi dediği Cem Ede, geleceğini inşa edeceği şirketin sahibi konumuna gelmiştir. Üstelik bu kişi hiç de normal değildir. Mavi böylesine bir tesadüfe hayretler eder, içindeyse günden güne büyüyen bir korku filizlenmeye başlar. Bu süreçte onunla karşılaşmamak için elinden geleni ardına koymaz ve bu durumu ailesine yansıtmamak için büyük bir çaba sarf eder.
Peki bu kadar prestijli bir şirkete girebilmesi de hayret edilecek bir tesadüf müydü? Yoksa en başından beri planlanan oyunun ilk hamlesi miydi?
Her şeyin yolunda olduğuna kanaat getirdiğinde Cem ile karşılaşması tüm ezberleri bozar, babasının kaza haberiyleyse yıkılır. Mavi, kendisini adeta bir uçurumun kenarında bulur, babasının ameliyat parası için tek çare Cem Ede'den borç istemektir. Lakin çok başka bir teklifle karşı karşıya kalır.
Esasında tüm her şey Mavi'yi Cem'e götüren bir oyundan ibarettir ve ilk günden Mavi'nin ruhuna bile hissettirilmeden çoktan başlamıştır. Hayatınsa Cem için çok başka planları vardır.
Mavi, hayatın kendisine sunduğu en büyük şansın aslında en büyük sınavı olduğunu bilemezdi.
Yanında ihanetleri, cinayetleri ve aşkı getirdiğini de...
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."