"Sevgi karşılıklıdır mı diyorsun?" "Neyi sevdiğine göre değişir. Bazen karşılıksız sevgi çok zor gelir, senin ona olan sevgine karşılık onun hiçbir şey yapmaması üzücüdür, Fırat abi gibi." dediğinde ikisi de gülmüştü. "Ama bazen öyle bir şeyi seversin ki hiçbir karşılık beklemeden varını yoğunu koyarsın ortaya." "Vatan sevgisi gibi." dedi Poyraz dolu dolu. "Bayrak, millet sevgisi gibi." diye ekledi Nehir. Gözleri Poyrazın kara gözleriyle buluşmuş bir süre yüzünde gezinmişti. "Sizlere hepimiz minnettarız. Yaptığınız fedakarlıklar çok büyük." Durdu Poyraz. Ne diyeceğini bilemedi ilk, genç kızın bal rengi gözlerine baktı. Minnet ve sevgi dolu bakıyordu ona. "Bunu sizler için yapıyoruz Nehir, bu toprağa düşen her yiğit kanı için. Sokaklarda koşturan her çocuk, okul bahçesindeki her genç, bazı şeyler için emek veren her yurdum insanı için." Gözleri dolmuştu bu sefer Nehirin. Babası Kaya bey emekli amirdi, onu genç yaşta emekli edense bir düşman kurşunu olmuştu. Kaburgasında oluşan ufak bir hasar belki sevgiyle bağlı olduğu mesleği yapmasına engeldi ama bu vatana olan görevi bu kadarla sınırlı değildi. Bu vatana sıkı sıkıya bağlı güzel evlatlar yetiştirmişti. Vatan sevgisini babasından, aile sevgini de önce kendi ailesinden daha sonra da buradaki insanlardan öğrenmişti Nehir . Bir çiçeği, bir kuşu, bir çocuğu sevmek çok da zor değildi onun için. Fakat sevda denilen o çetrefilli duyguyu daha önce hiç tatmamıştı ve onun gibi sevdadan bi haber olan Poyrazda bu duyguyu bulacağından da habersizdi.