"Ruhum.." dedi genç kadın harelerini soluk ay ışığına çevirirken. "Filizlenen her damla umudumda bir parça daha can çekişiyor."
Ne zaman ayağa kalkmak isterse insan, duvardaki prangaları daha da acıyla sarsar. Tutunduğu o umudu yerle yeksan oluverir. Öyle çok yük biner ki güçsüz omuzlarına, taşıyamaz, nefes alamaz, bedenin içinde ızdırap çeker o nefis. İnsan doğarken ağlar, yaşadıkça göz yaşları pınarlarını parçalar. Bir annenin son nefesine kadar sarıp sarmaladığı o minik bebeğinin ihaneti gibi.
Acılar kuru alevlerde savrulmuş, haykırışlar susturulmuştu.
Beden, çektiği ızdıraba son vermiş, nefis acılarla sürünmüştü.
Son demlerinde kıvranan hayatı, soluk ayın ışığında son defa semaya ulaşmış, yanan kibritin alevleri gibi dibine savrulmuştu.
Soluk ruhlu kadın, ay parçasında ruhunu savurmuş, yeniden filizlenmek üzere acılarından doğurmuştu
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Sizden istediğim ana karakter olan kız ile empati kurmanız. Babasına olan düşkünlüğünü anlamanız. Bu kitapta önyargılı abiler yok, karışan bebekler yok. Alışılmış klasik abilerim hikayesi değildir. Dikkat! Bu kitabı okurken neden benim abim yok diye dert yanabilirsiniz :)
"Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzaklaştı. "Benim kızım değil o!" dedi ve üstüme atılmak için hamle yaptı. Fevri bir hareketle geriye kaçarken hemşirelerden biri annemin koluna enjektör sapladı. Sakinleştirici olduğunu tahmin ettiğim sıvı bedenine girdi, hareketleri yavaşça kesilirken hala sayıklıyordu.
"Gerçekleri söyle ona Yılmaz." dedi uykuya dalmadan hemen önce. "Öz ailesini bulsun."
Beni bitirecek kelimeler dudaklarından döküldü. Annem odaya alınırken babam da peşinden gitti. Bedenim titredi, vücudumu soğukluk kapladı. Bir insan narkozluyken asla yalan söyleyemezdi.
Başlangıç: 12 Haziran 2022