Flashback -anne noluyor? -merak etme kızım. Ben iyiyim. -ama anne... -iyiyim kızım. Senden tek bir şey istiyorum. Beni kraliçeye götür tama mı? -tamam, tamam. Diyebildim. Sesim titriyordu. Onu kolundan tutup el arabasına bindirdim. Ayaklarından bacaklarına doğru yok olmaya başlamıştı. El arabasını kraliçeye doğru sürdüm. Annem en usta büyücüydü. O yüzden kraliçe ölünce ilk o yok olmaya başlamıştı. Kraliçenin odasına girdim. Annemi yere indirip ona baktım. -kızım hadi dışarı çık. Korkuyordum. Ağlayarak dışarı çıktım. Bir şeyler konuşmaya başladılar. Ne dediklerini duymadım. Muhafızlar kılıçlarını çıkardı. -hayır hayır. Annemi öldüremezsiniz diyerek kapıyı açmaya çalıştım. Kapıyı kilitlendikleri için açamamıştım. Kapıyı yumruklamaya başladım. Annem çığlıklar atarken kılıçlar kalbini çıkarıyordu. Sonra aniden ses kesildi. Annem ölmüştü. -hayır!!!! Diye bir çığlık attım. Annemin sessizliğinin ardından yükselen kadın sesi beni susturmuştu. Kraliçe uyanmış olmalıydı. Kapı açıldı. Gözlerimi kocaman açıp yerde yarısı olmayan, göğüs kemikleri parçalanmış, yerde kanlar içinde yatan anneme baktım. Yanına koşup oturdum. Başını tutarken ona sarıldım. Sessiz, nefessiz, kanlar içinde yatıyordu. Ağzından çıkan kanlar üzerime bulaşırken -hayır, hayır, hayır. Anne neden yaptın böyle bir şeyi. Neden? Neden? Flashback AndAll Rights Reserved