Siyah boyayla kirletilmiş bir tuvali, beyaza boyayarak en baştan yaratan bir fırça. Fırçayı tutan kadın, tuvalin kendisi adam. Baştan yarattığı tuvali zarif fırça darbeleriyle süsleyen yine kadın. Siyah olmak yerine rengarenk olmasına sebep olan kadına, şükür eden adam.
Bu bir aşk hikayesi değil. Bu bir baştan yaratılış hikayesi. Ne gerçeklik payı var, ne de kurgu olacak kadar mükemmel. Bulunduğu küçücük evreni kendine dar etmek, kurtarılmayı beklemek anlamsız. Ya seni kurtarmasını istediğin kişi de senin onu kurtarmanı bekliyorsa?
Biz bir ayçiçeği tarlasındaki fareleriz. O kadar güzel ve zarif bir bahçeye yakışmayan fareler. Güzelliğin içindeki çirkinlikleriz. Bizi kim ister? Bir fare, bir ayçiçeği tarlasına yakışmaz. Ama ya bir ayçiçeğine aşık olmuşsa?