Hayatın belirsizlikten ibaret olduğunu biliyordum. Geçmişin aslında tüm geleceğimizi belirlediğini de. Hayat ne acıydı ki, geleceğimizi belirleme şansı bırakmıyordu elimize.
Bazen ne kadar çabalarsak çabalayalım, bir sonuç alamıyorduk. Ne kadar seversek sevelim, yaşayacağımız şeylerin olmasını engelleyemiyorduk. Her mutlu olan, her zaman mutlu olacağına inanırdı. Bazıları ise mutluluğunun ardından gelecek olan acıları korkuyla beklerdi.
Eğer bana en mutlu olduğum anda hayatı dondurabileceğim bir seçenek sunulsaydı, bu anı seçerdim. Onunla olduğum anı, içimdeki aşkın büyüklüğünün farkındaydım. Eğer bir ihanete uğrarsam da yıkılacağımın da. Korkuyordum, hayat çoğu zaman acımasızlığını üzerimde oynarken mutsuzluğa mahkum bırakılmaktan korkuyordum.
Onun olmadığı her an, benim cehennemim olacaktı.
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024