Sanki karanlık ve loş bir sokakta hafif yağmur altında yürüyor gibiydim. Kafamın içinde, hissini tabir edemediğim, değişik bir laf kalabalığının doluluğu var gibiydi. Düşünebileceğim hiç bir şey yok.. O an yapmak istediğim ne varsa yapmak istiyorum ama yapamıyorum, yerimden dahi kalkamıyorum ama biliyorum ki bu durum geçici olacak, biliyorum ki içimdeki his beni bu durumdan kurtaracak. Belkide uzaklardan gelen bir şövalye beni alıp götürecek gitmek istediğim yerlere...
"Nefret ediyorum senden anlamıyormusun?"dedim titreyen korku dolu sesimle
"Sevemiyorum ben seni olmuyor işte artık vazgeç benden izin ver gideyim"dedim artık bağırmaktan kısılan sesimle gözlerimden yaşlar durmuyordu hıçkırıkların arasında kaybolmuştum...benim isyan etmemin aksine o bana acıyan gözlerle bakıyordu ne kadar acizdim
Kolumu tutan elinden kurtarıp kapıya doğru koştum belime sarılan kollar buna mani oldu kafasını boynuma gömerek derin nefes a
ldı
"Veremem....."
"Eğer benden gitmeye kalkarsan seni odaya bile zincirlerim ama izin vermem"dedi korkudan ne yapıcağımı bilmiyordum artık yaşamak istemiyordum bu adamın esiri olmaktan bıkmıştım....