Bir grup gencin tatil için gittiği şehirden uzak bir evde işler planladıkları gibi gitmeyecektir. Geçmişleri peşlerini bırakmazken, geçmişte yaptıkları hatalar, geleceklerini şekillendirecektir.
~
"Buraya girdikten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak biliyorsun değil mi? " kafamı olumlu anlamda salladığımda, sanki kafamın içindeki düşünceler kafatasıma çarparak parçalandı. Hiçbir şeyden korkmuyordum artık. Onlar için gerekirse canımı verecektim.
"Elisa, bunu yapmak zorunda değiliz. Olan oldu zaten."
"Eğer korkuyorsan def olup gidebilirsin. Ben hiçbir yere gitmiyorum. Bu kapıyı açıp ardındaki şey her neyse yapmam gerekeni yapacağım. Son kez soruyorum sana; benimle misin? "
Hiç düşünmeden cevap verdi.
"Seninle her şeye varım. "
~TELİF HAKKI~
Tüm hakları saklıdır. Hak sahibinin (benim) yazılı iznim olmaksızın hiçbir şekilde veya yolla, tamamı veya bir kısmı, kopyalanamaz, paylaşılamaz veya başka bir dile çevrilemez. Bu kuralın ihlâli Telif Hakkı Kanunu'nun ihlâlidir.
İhlâl durumunda yasal haklarımı çekinmeden kullanacağım. Hukuki işlemlerle uğraşmamak adına telif hakkını ihlal etmeyiniz.
Bu kurgu ve karakterler tamamen hayal ürünüdür, gerçeklikle alakası yoktur.
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım.
"Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum.
"Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?"
Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?"
"Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!"
"Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"