"Bana dedin ya seni öldürüyordum diye. Umrumda değildi, gerçekten umursamadım ama beni böyle kendinden uzaklaştırıyorsun ya işte şimdi beni tam anlamıyla öldürdün. Çünkü benim içimde yaşattığım, içimdeki boşluğu doldurduğum tek şey sendin Eren. Şimdi sen de herkes gibi beni terk edeceksen sen bilirsin, sana kal diye yalvarmayacağım ama şunu bil eğer geri dönersen..." durdum, çok zordu. Tüm bu olanlar o kadar ağır ve kırıcıydı ki...
Öylesine zordu, ben çocukluğumu bırakıyordum bu banka.
Ben, aşkımı bırakıyordum bu polis merkezine.
Ben, ruhumu bırakıyordum bu gece gözlü çocuğa.
"Eğer geri dönersen... sana böyle bakan bir ben olmayacak."
Yanaklarımdan dökülen yaşlar, son acılarımdı. Ya da belki ilk ama kalbimdeki bu acı ilk değildi son da olmayacaktı.
Ben, kimsesizdim hep. Sonra Eren hayatıma dokundu, yalnızlığıma bir set çekti. Şimdi o seti kırıp atıyordu.
Beni kırıyordu, ruhumu, benliğimi...
-Karanlık adlı kitabımın devamıdır-
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024