"Bana dedin ya seni öldürüyordum diye. Umrumda değildi, gerçekten umursamadım ama beni böyle kendinden uzaklaştırıyorsun ya işte şimdi beni tam anlamıyla öldürdün. Çünkü benim içimde yaşattığım, içimdeki boşluğu doldurduğum tek şey sendin Eren. Şimdi sen de herkes gibi beni terk edeceksen sen bilirsin, sana kal diye yalvarmayacağım ama şunu bil eğer geri dönersen..." durdum, çok zordu. Tüm bu olanlar o kadar ağır ve kırıcıydı ki...
Öylesine zordu, ben çocukluğumu bırakıyordum bu banka.
Ben, aşkımı bırakıyordum bu polis merkezine.
Ben, ruhumu bırakıyordum bu gece gözlü çocuğa.
"Eğer geri dönersen... sana böyle bakan bir ben olmayacak."
Yanaklarımdan dökülen yaşlar, son acılarımdı. Ya da belki ilk ama kalbimdeki bu acı ilk değildi son da olmayacaktı.
Ben, kimsesizdim hep. Sonra Eren hayatıma dokundu, yalnızlığıma bir set çekti. Şimdi o seti kırıp atıyordu.
Beni kırıyordu, ruhumu, benliğimi...
-Karanlık adlı kitabımın devamıdır-
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."