Her şeye rağmen bilmediğim bir hikayenin başrolünü oynuyorum. Sonu nereye gider belli değil, Nefes alabileceğim kaç gün kaldı bilmiyorum. Herkes gibi, her şeyden habersiz yaşıyorum. Tabii buna yaşamak denilirse. * Ben çirkinim ama çok güzel severim seni,beni,bizi.Hatta senin yerine bile severim.Çünkü ben senin beni sevememe ihtimalini sevdim,onu da severim.Dert etme sen.Sen sevmesende olur.Yeter ki bırakma şu tuttuğun minicik ellerimi.Yeter ki paramparça etme kalbimi.Yeter ki içimdeki volkanlarım patlatacak kişi sen olma.Çünkü bir kez kırılırsa kalbim dağılır,bir kez daha kalbimin etrafa saçılmış parçalarını yapıştıramam,onları toparlayamam. Ve kalbim kırılırsa eğer, kırılmış parçaları etrafımdakilere saplarım.Dikkat et,yaralanırsın. * ''Benim bir mucizeye ihtiyacım vardı ve hayat seni karşıma çıkardı.'' * Ateş ve Barut yan yana durabilir miydi? Duramazdı. Ateş, Ateşti işte. Ne eksikti ne de fazla. O Ateş Karadumandı. İsminin ve soyadının anlamlarını dibine kadar taşıyordu.Etrafa tehlike saçan kişiydi o. Diğer erkeklerin aksine fazla farklıydı. Peki bir psikopata aşık olmak ne kadar doğruydu? "Gidemezsin! Bırakmam." * Elinde tuttuğu silahın namlusunu kendime çevirdim. O yoksa yaşamanın da bir anlamı yoktu. Neyim vardı yaşama tutunacak? Elimde ne kalmıştı? Hiç. Koskoca bir hiçlik. "Eğer sende gidiyorsan,vur beni." "Vur! Ne duruyorsun! Vursana! Emin ol daha az canım yanacak."
8 parts