Hayatı boyunca geçmişinden ve hayatını mahveden adamdan kaçan, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, kimsesi olmadığı için yalnızlığı kendisine arkadaş edinmiş bir genç kızın; bir gece yarısı evine dönerken bir anda önüne çıkan yaralı adama ettiği yardım sonucu hayatı tahmin bile edemeyeceği kadar çok değişmişti. Kendisini hiç bilmediği bir yerde, hiç tanımadığı insanların arasında bulmuştu. Karşısına çıkan adamın karanlık dünyasına yavaş yavaş çekilmeye başlamıştı ve bunu fark ettiğinde ise artık çok geçti çünkü genç kız artık o adamın dünyası olmuştu.
•••
Araf kafasını eğip bana bakınca gözlerimi kapatıp alnımı sağ omzuna yasladım ve diğer kolumu beline sardım. Çok acı çekmişti. Bilinçaltının, çektiği acılara ev sahipliği yaptığı yetmezmiş gibi bir de bedeninde geçmişin izlerini taşıyordu. Geçmişi sadece düşüncelerinde olsaydı onları bir süre de olsa unutması mümkün olurdu ama kendisiyle bir bütün hâline gelen geçmişin izleri tenine kazınmıştı. Tenine kazınan bir şeyi görmezden gelemezdi.
"Doğruyu söyle bana," dedim sessizce. Suya alışmıştı bedenim. "Canın çok yanıyor mu?"
Kollarını bedenime sardı. "Yanıyor," dedi. Yandığı sesinden bile anlaşılıyordu. "Hem de çok."
...
-Bu hikâyedeki kişiler ve kurumlar hayal ürünüdür.