İlk adım
  • Reads 53
  • Votes 5
  • Parts 1
  • Reads 53
  • Votes 5
  • Parts 1
Ongoing, First published Apr 22, 2020
Hayaller bir tohum gibidir. İlk önce var olmalılar. Sonra bu hayallerin nasıl yetiştirileceği öğrenilmelidir. Başlangıçta var olabilmesi için bulunduğu konumdan daha aşağıya konulur ve var olabilmesi için karanlığa baskıya maruz kalırlar tıpkı diğer tohumlar gibi. Kendi tohumlarına  odaklananlar tohumun cinsine göre fidan olma yolundadır. Kimi zaman fidan çıkmayınca tohum suçlanacak ya da toprak suçlanacak işte bu da yetiştirenin sınavıdır. Hayallerine sahip çıkanlar tekrar o tohumu yetiştirmeye çalışacak ama bu sefer araştırarak, toprak türlerini , iklimlerini kısacası bu sefer ilim öğrenerek , ilmini öğrenerek ilmik ilmik işlicek. İşte böylece tohumdan fidana nasıl gidiliyor öğrenmiş olacağız. Tam bu esnada ister istemez bir rahatlama yaşıyoruz. Fidan nasıl olsa toprağa çıktı. Burası ikinci sınavın başladığı yerdir. Kimisi artık olayları akışına bırakır kimisi de artık sorumluluklarının üstüne gitmesi gerektiğini fark eder ama bu sefer bilir ki ilk başlardaki kadar iş zor değildir. Çünkü en zoru başardı.
All Rights Reserved
Sign up to add İlk adım to your library and receive updates
or
#48adım
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
36 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
PİNHAN MAHALLESİ  cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
Fındık Tarlası cover
SARRAF cover
İMDADIM cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
GECENİN İZİ cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Kara Gül  cover
itiraz / bxb cover

PİNHAN MAHALLESİ

31 parts Ongoing

| Yetişkin okular için uygundur, cinsellik ve argo içerir! | Terk ettiği nişanlısının mahallesine üç yıl bir ay on dokuz gün sonra tekrar gelen Nalan ne ile karşılaşacak? Her şey bıraktığı gibi mi? • "Yalvarırım git Nalan. Benim başıma bela açma! Mahallemden git! yoksa-" "Yoksa?" "Zor lan!" dedi yarım ağız bağırarak. "Hayatımı siktin ulan! görmüyor musun Nalan beni? Yarattığın enkazı görmüyormuş gibi! Nalan senle ben aynı mahalleyi bırak aynı şehirde yaşayamayız!" göz yaşlarımı sildim bedenimin yanında ki iki kolu ve yakınımda ki yüzü her şeyi zorlaştırdı. Kör kütük sarhoştu. "Neden?" diye sordum acıyla. "İki yangın beden birleşir.." dedi kendine hatırlatır gibi. Sonra ekledi. "Biz artık beraber yanmayız Nalan. Ya küle döneriz. Yada yakarız!" 'Nalan hep giderdi, Asaf kalmaz sanırdı... Asaf hep kalandı.'