"Bak koçum! Bir bana bak. Bir kendine." Elimle önce kendi bedenimi sonra onu göstermiştim. Olmayacak şeyi zorlamaya gerek yoktu. Ben aşka inanmıyordum. Onu unutabilir eskisi gibi devam edebilirdim. "Baktım. Ne varmış?" Üzerindeki jilet gibi takım elbiseyle, milyar dolarların içinde yüzen bu adam bazı şeyleri görmemekte diretirken sinirle dişlerimi sıktım. Beni çok zorluyordu. "Görmüyor musun senin şu ününü. Farkında değil misin? Ben sana uyum sağlayabilir miyim! Benim bütün hayatım sokaklarda geçti. Yeri gelecek aynı sofra da sen çatal bıçakla yerken, ben elimi o ete daldıracam. Yeri gelecek çevrendeki insanlar benimle alay edecek, ben onlara küfürle karşılık vereceğim. SENİ REZİL EDECEĞİM!" En sonunda sesimi yükseltip bağırdığım da, masanın arkasından çıkıp bana doğru ilerledi. Her adımın da onunla aramızdaki mesafe azalıyor ve tehlikeyi açığa çıkarıyordu. "Sen çok güçlü bir kadınsın. En başında salak değilsin, tuttuğunu koparıyor, her zaman üste çıkarak zekanı kullanıyorsun. Güzlleğinle karşındaki adamın ne yapacağını şaşırtıyorsun." Elini çözüp dibimde bittiğin de belimden tutarak beni odanın kapısına yapıştırmış ardından anahtarı çevirerek, ikimizi bu odaya kilitlemişti. "Ben seni bırakmayacağım kadın! Bunu aklından çıkar. Bu bedene de, bu ruha da sahip olan adamım ben." Eli belimden kalçama inerken, kafasını boynuma koymuş ve nefesini hissettirmişti. Ben ise onun bu tutkusuna direnemeden kollarımı omzuna koyup, elimi boynundan saç diplerine çıkarmıştım. "Sen bir kere benim ilgi alanıma girdin güzelim. Hem sokakta, hem şirkette, hem de yatakta... Bırakır mıyım sanıyorsun?" Dün gece olanları hatırlatmışken, gözlerimi kapatıp elinin bedenimde gezmesinin hazzını tattım. Benim için hava hoştu. O sosyetik güzellerinin arasına beni sokarken utanmayacaksa her zaman yanında olurdum.All Rights Reserved
1 part